trafik kazası tazminat

Trafik Kazası Tazminatı

Yaralanmalı trafik kazası tazminat hesaplama, kazada yaralanan kişinin yaşadığı zararların tazmin edilmesi sürecidir. Tazminat miktarı, kazada meydana gelen yaralanmanın ciddiyetine, tedavi sürecine, işgücü kaybına, sakatlık durumuna ve diğer etkenlere göre belirlenir.

Trafik kazası tazminat hesaplaması için öncelikle aşağıdaki temel unsurlar göz önünde bulundurulur:

  1. Tedavi Masrafları: Kaza sonucu yapılan tıbbi tedavilerin toplam maliyeti.
  2. Geçici İşgücü Kaybı: Kazadan dolayı çalışma gücünün geçici olarak kaybedilmesi durumunda ödenen tazminat.
  3. Sürekli İşgücü Kaybı: Kalıcı sakatlık nedeniyle mesleki faaliyetlere katılımda yaşanan kayıpların tazminatı.
  4. Maaş Kaybı: Kazadan dolayı işe devamsızlık veya çalışma kapasitesinde azalma nedeniyle oluşan maaş kaybı.
  5. Manevi Tazminat: Kazada yaşanan acı, üzüntü, keder ve psikolojik travmaların tazminatı.
  6. Diğer Masraflar: Trafik kazasından kaynaklanan diğer zararlar, hasarlar ve masraflar.

Tazminat hesaplamasında bu unsurların yanı sıra ülkenin yasal düzenlemeleri, mahkeme kararları ve sigorta şirketlerinin politikaları da etkili olabilir. Hesaplama işlemi uzman avukatlar veya sigorta uzmanları tarafından yapılır.

İçindekiler

Trafik Kazası Tazminat Alanlar Yorumları

Trafik kazası tazminat alanlar yorumları, kazada yaralanan veya zarar gören kişilerin deneyimlerine dayalı değerlendirmeleridir. Bu yorumlar, tazminat süreci, sigorta şirketleriyle iletişim, avukatların rolü ve diğer süreçler hakkında bilgi içerir. Bu tür yorumlar, diğer kişilere rehberlik etmek veya benzer durumlarda ne yapacaklarına dair fikir sahibi olmalarına yardımcı olmak için paylaşılır.

Trafik Kazası Tazminat Alanlarının Deneyimleri ve Yorumları: Hak Arama Süreci

Trafik kazaları, maalesef her yıl birçok kişinin hayatını etkileyen acı verici olaylardır. Kazazedelerin ve ailelerinin yaşadığı travma ve zararlar sadece fiziksel değil, aynı zamanda maddi ve duygusal boyutları da içerir. Trafik kazası tazminatı, kazada zarar gören kişilerin haklarını koruma ve kayıplarını telafi etme sürecinde önemli bir adımdır. Bu yazıda, trafik kazası tazminatı alan kişilerin deneyimlerini ve yorumlarını ele alarak, tazminat alma sürecinin nasıl işlediğini ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini inceleyeceğiz.

Tazminat Alma Sürecinin Adımları:

  1. Kaza Sonrası İlk Yardım ve Raporlama:Kazazedelerin ve diğer sürücülerin güvenliğini sağlamak, hemen olay yerine yardım çağırmak ve gerektiğinde polis ve sağlık ekiplerini bilgilendirmek önemlidir. Trafik kazasının nedeni, yer ve zamanı gibi detaylar, ilerleyen süreçte tazminat talebini desteklemek için kullanılabilir.
  2. Sağlık Durumu Değerlendirmesi:Kazazedelerin sağlık durumlarının belgelenmesi ve tedavi süreçlerinin doktor raporlarıyla desteklenmesi gereklidir. Bu raporlar, tazminat talebinde bulunurken önemli kanıtlar olarak kullanılabilir.
  3. Hukuki Danışmanlık ve Sigorta Şirketi İletişimi:Tazminat alma süreci karmaşık olabilir. Hukuki bir danışmanlık almak, haklarınızı koruma açısından faydalı olabilir. Ayrıca, kazanın meydana geldiği sigorta şirketiyle iletişime geçmek ve gereken belgeleri iletmek gerekebilir.
  4. Tazminat Talebi ve Değerlendirme:Zararlarınızı belirleyerek tazminat talebinizi hazırlamanız gerekebilir. Tazminat talebinizin sigorta şirketi veya mahkeme tarafından değerlendirilmesi süreci başlar.
  5. Uzlaşma veya Mahkeme Süreci:Sigorta şirketi ile tazminat konusunda uzlaşma sağlanabilir veya duruma bağlı olarak mahkeme süreci başlayabilir. Hukuki danışmanınız bu noktada önemli bir rol oynayacaktır.

Trafik Kazası Tazminat Alanların Deneyimleri ve Yorumları:

  • Adil ve Hızlı Çözüm:Trafik kazası sonrası tazminat alma sürecinin hızlı ve adil bir şekilde sonuçlanması, tazminat alanlar tarafından olumlu bir deneyim olarak değerlendirilir.
  • Hukuki Destek:Hukuki danışmanlık almanın, tazminat alma sürecinde hakların daha etkin bir şekilde korunmasına yardımcı olduğu görülür.
  • Sigorta Şirketleriyle İletişim:Bazı kişiler, sigorta şirketleriyle iletişimde yaşadıkları sorunları ve gecikmeleri olumsuz olarak deneyimleyebilir.
  • Mahkeme Süreci:Mahkeme sürecinin uzun ve yorucu olabileceği belirtilir. Ancak bazı durumlarda tazminat talebinin ancak mahkeme yoluyla çözülebileceği vurgulanır.

Nasıl Hazırlıklı Olmalıyız?

  • Kaza sonrası sağlık durumu belgelenmeli ve tedavi süreçleri takip edilmelidir.
  • Sigorta şirketi ile iletişimde tutularak gerekli belgelerin iletilmesi sağlanmalıdır.
  • Hukuki danışmanlık alarak haklarınızı ve tazminat alma sürecini daha iyi anlayabilirsiniz.

Sonuç olarak, trafik kazası tazminatı almak, karmaşık bir süreç olabilir ancak kazazedelerin haklarını koruma açısından önemlidir. Tazminat almak için adım adım hareket etmek, sağlık durumunu belgelemek, hukuki danışmanlık almak ve sigorta şirketi ile iletişimde olmak bu süreci daha etkili hale getirebilir. Trafik kazası tazminatı alan kişilerin deneyimlerinden öğreneceğimiz çok şey var ve bu deneyimler, gelecekte benzer durumlarla karşılaşanlara rehberlik edebilir.

Trafik Kazası Kırık Tazminat Ne Kadar

Trafik kazasında oluşan kırıklar için tazminat miktarı, kazanın şiddetine, kırığın tipine ve yaralanmanın etkilerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Kırıkların tazminat miktarı, tıbbi belgeler ve uzman raporlarına dayanarak belirlenir. Yaralanmanın tedavi ve iyileşme sürecine göre maddi ve manevi zararlar dikkate alınarak tazminat hesaplanır.

Trafik Kazası Kırık Tazminatı: Haklarınızı Bilin, Kayıplarınızı Telafi Edin

Trafik kazaları, sadece fiziksel sağlığınızı değil, aynı zamanda maddi ve duygusal durumunuzu da olumsuz etkileyebilir. Kazalarda meydana gelen kırıklar, tedavi, iyileşme süreci ve yaşam kalitesi üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Bu tür durumlarda trafik kazası kırık tazminatı, kayıplarınızı telafi etmeniz ve yaşamınızı sürdürebilmeniz açısından önemli bir rol oynar. İşte trafik kazası kırık tazminatı hakkında bilmeniz gerekenler:

Trafik Kazası Kırık Tazminatı Nedir?

Trafik kazası sonucu meydana gelen kırıklar, tedavi süreci, rehabilitasyon ve yaşam kalitesi üzerinde etkiler yaratabilir. Trafik kazası kırık tazminatı, bu tür durumlar için zarar gören kişilerin haklarını koruma ve zararlarını telafi etme amacıyla ödenen bir tazminat türüdür.

Tazminat Miktarını Etkileyen Faktörler:

  • Kırığın Türü ve Yeri:Kırığın türü (örneğin, basit veya komplike kırık), kırığın vücudun hangi bölgesinde meydana geldiği (örneğin, kol, bacak, omurga) gibi faktörler tazminat miktarını etkiler.
  • Tedavi Giderleri:Kırığın tedavisi için yapılan harcamalar, ameliyat, ilaç, fizyoterapi gibi masraflar tazminat miktarını belirler.
  • İşgücü Kaybı:Kaza sonucu çalışamama durumu, iş kaybı veya işgücü kaybı yaşanmışsa, bu da tazminat miktarını etkileyen faktörlerden biridir.
  • Psikolojik Etkiler:Kırıkların neden olduğu psikolojik etkiler, tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınabilir.

Nasıl Tazminat Talep Etmelisiniz?

  1. Tıbbi Belgeleri Saklayın:Tedavi süreci boyunca aldığınız doktor raporları, röntgen sonuçları ve tedavi faturaları gibi tıbbi belgeleri saklayın. Bu belgeler, tazminat talebinizi desteklemek için gereklidir.
  2. Hukuki Danışmanlık Alın:Trafik kazası kırık tazminatı talep etmek karmaşık bir süreç olabilir. Bir hukuk danışmanından yardım almak, haklarınızı korumanız ve tazminat talebinizi etkili bir şekilde sunmanız açısından önemlidir.
  3. Sigorta Şirketi İle İletişim:Kazanın meydana geldiği sigorta şirketi ile iletişime geçerek tazminat talebinizi iletmelisiniz. Gerekli belgeleri ve bilgileri sağlamak süreci hızlandırabilir.

Sonuç olarak, trafik kazası kırık tazminatı, kazadan kaynaklanan zararların telafi edilmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla önemlidir. Kırık tazminatının miktarı, kazanın etkilerine, tedavi masraflarına, iş kaybına ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir. Tazminat talebi yaparken, tıbbi belgeleri saklamak, hukuki danışmanlık almak ve sigorta şirketiyle iletişimde olmak, haklarınızı korumanıza yardımcı olur. Unutmayın ki trafik kazası sonucu yaşadığınız zorlukların ve kayıpların tazminatla telafi edilmesi, geleceğinizi daha güvenceli hale getirebilir.

Yaralanmalı Trafik Kazası Sigorta Ödemesi Yorumları

Yaralanmalı trafik kazasında sigorta şirketleri, kaza sonucu yaralanan kişilere ödeme yapabilir. Bu ödemeler, tazminatın sigorta poliçesine göre farklılık gösterebilir. Sigorta ödemesi yorumları, sigorta şirketlerinin tazminat süreci ve ödeme miktarları hakkında kişilerin deneyimlerine dayalı geri bildirimler içerir.

Yaralanmalı Trafik Kazası Sigorta Ödemesi Deneyimleri: Haklarınızı Bilin, Adil Bir Sonuç Elde Edin

Trafik kazaları, hayatımızın beklenmedik anlarında yaşanabilecek acı verici olaylardır. Yaralanmalı trafik kazaları, hem fiziksel hem de duygusal olarak zorlayıcı bir deneyim olabilir. Bu tür durumlarda, trafik sigortaları devreye girerek mağdurlara tazminat ödemesi yapmaktadır. Ancak sigorta ödemesi süreci bazen karmaşık ve duygusal açıdan yorucu olabilir. İşte yaralanmalı trafik kazası sigorta ödemesi deneyimleri ve yorumları ile ilgili bir bakış:

Sigorta Ödemesi Sürecinin Karşılaştığı Durumlar:

  1. Hızlı ve Adil Çözüm:Bazı kişiler, sigorta şirketlerinin trafik kazası sonucu yaralanan mağdurlara hızlı ve adil bir şekilde tazminat ödediğini belirtir. Bu durum, mağdurların yaşadığı zorlukların hafifletilmesinde önemli bir rol oynar.
  2. Belge ve Rapor Talepleri:Sigorta şirketleri, tazminat ödemesi yapmadan önce kazayla ilgili belge ve rapor talep edebilir. Bu süreç, bazen mağdurlar için ekstra bir yük olarak hissedilebilir.
  3. Hukuki Danışmanlık:Sigorta ödemesi sürecinin karmaşıklığı nedeniyle, hukuki danışmanlık almanın faydalı olduğu vurgulanır. Uzman bir avukatın rehberliği, haklarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
  4. Uzlaşma ve Anlaşmazlıklar:Sigorta şirketi ile mağdur arasında bazen tazminat miktarı veya ödeme şartları konusunda anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu durumda uzlaşma sağlanması veya gerektiğinde hukuki yolların kullanılması gerekebilir.

Yaralanmalı Trafik Kazası Sigorta Ödemesi Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Tıbbi Belgeleri Saklayın:Tedavi süreci boyunca aldığınız doktor raporları, röntgen sonuçları ve tedavi faturaları gibi tıbbi belgeleri saklamak, sigorta ödemesi sürecinde haklarınızı savunmanız açısından önemlidir.
  • Hukuki Destek Alın:Sigorta ödemesi süreci karmaşık olabilir. Hukuki danışmanlık almak, haklarınızı en iyi şekilde korumanızı sağlayabilir.
  • İletişimi Sürdürün:Sigorta şirketi ile iletişimde olmak ve gerektiğinde talep edilen belgeleri eksiksiz sağlamak, ödeme sürecinin hızlanmasına yardımcı olur.

Yaralanmalı Trafik Kazası Sigorta Ödemesi Deneyimleri Öğretiyor:

  • Trafik kazası sonucu yaralanmış bireylerin ve ailelerinin yaşadığı zorluklar ve kayıplar, sigorta ödemesi sürecinin önemini vurgular.
  • Hızlı ve adil bir tazminat süreci, mağdurların yaşadığı zorlukların hafifletilmesine katkı sağlar.
  • Hukuki danışmanlık almak, haklarınızı korumanızı ve adil bir sonuç elde etmenizi sağlar.
  • İyi iletişim, belge ve raporların eksiksiz sağlanması süreci olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak, trafik kazalarında yaralanmış olan bireylerin ve ailelerinin trafik sigorta ödemeleri sürecinde deneyimlediği zorluklar ve başarı hikayeleri, sigorta ödemesi sürecinin önemini vurgular. Tazminat talep etmek, kazadan kaynaklanan zararları telafi etmek ve yaşam kalitesini sürdürebilmek için önemli bir adımdır. Bu süreçte hukuki destek almak, tıbbi belgeleri saklamak ve iletişimi sürdürmek, haklarınızı korumanıza yardımcı olur. Unutmayın ki trafik kazası sonucu yaşanan zorlukların tazminatla telafi edilmesi, adil bir sonuç elde etmeniz ve geleceğinizi daha güvenceli hale getirmeniz açısından kritik bir adımdır.

Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davası

Yaralanmalı trafik kazasında zarar gören kişiler, tazminat almak için bir tazminat davası açabilirler. Bu dava, kazaya neden olan tarafların sorumluluğunu belirlemek ve zarar gören kişilerin tazminat haklarını korumak amacıyla açılır. Tazminat davası, kazaya neden olan sürücüler, sigorta şirketleri ve diğer ilgili taraflarla ilgili olabilir.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Tablosu: Kayıpları ve Hakları Değerlendirme

Trafik kazaları, hayatımızın en acı ve beklenmedik anlarında meydana gelebilen olaylardır. Özellikle ölümlü trafik kazaları, aileleri büyük bir acı ve kayıp ile karşı karşıya bırakabilir. Bu tür durumlarla başa çıkmak ve kayıpları telafi etmek için ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu, haklarınızı anlamak ve adil bir tazminat talebinde bulunmak adına önemli bir araç olabilir. İşte ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu hakkında bilgilendirici bir yazı:

Ölümlü Trafik Kazası Tazminatı Nedir?

Ölümlü trafik kazası tazminatı, trafik kazası sonucu hayatını kaybeden kişinin ailesine veya hak sahiplerine ödenen bir tazminat türüdür. Bu tazminat, kazadan doğan maddi ve manevi kayıpları telafi etmeyi amaçlar.

Tazminat Hesaplama Tablosu Faktörleri:

  • Yaş ve Meslek:Kazada hayatını kaybeden kişinin yaş ve mesleği, tazminat miktarını etkileyen faktörler arasındadır.
  • Kazanç Kaybı:Kazazedelerin aileleri, kazada hayatını kaybeden kişinin gelir kaybını hesaba katarak tazminat talebinde bulunabilir.
  • Destekten Yoksun Kalma Tazminatı:Kazada hayatını kaybeden kişinin ailesine destek olması gereken kişiler varsa, bu kişilerin yaşam boyu kaybedilen desteklerine yönelik tazminat talebi olabilir.
  • Maddi Zararlar:Cenaze masrafları, tıbbi tedavi masrafları gibi maddi zararlar da tazminat miktarını etkileyen faktörlerdir.
  • Manevi Zararlar:Kazada hayatını kaybeden kişinin ailesinin yaşadığı duygusal acı ve manevi kayıplar, tazminat talebini şekillendiren önemli faktörlerdendir.

Tazminat Hesaplama Tablosunun Önemi:

Tazminat hesaplama tablosu, ölümlü trafik kazası sonucu yaşanan kayıpları ve zararları belirlemek adına bir rehber olarak kullanılır. Bu tablo, ailelerin haklarını koruma ve adil bir tazminat talebinde bulunma sürecinde yol gösterici olabilir.

Hesaplama Tablosu ve Adil Tazminat Talebi:

  • Tazminat hesaplama tablosu, ailelerin kazadan kaynaklanan maddi ve manevi zararları daha net bir şekilde anlamalarına yardımcı olur.
  • Adil bir tazminat talebi oluşturmak için, tablodaki faktörleri değerlendirerek gerçekçi bir tazminat miktarı belirlemek önemlidir.
  • Hesaplama tablosu, hukuki danışmanınızla birlikte çalışarak tazminat talebinizin güçlendirilmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu, kayıplarınızı ve haklarınızı değerlendirirken size rehberlik edebilecek önemli bir araçtır. Bu tablo, ailelerin adil bir tazminat talebinde bulunmalarına yardımcı olabilir. Ancak unutmayın ki hukuki danışmanlık almak, tazminat sürecini daha etkili bir şekilde yönetmek ve haklarınızı korumak açısından önemlidir. Geleceğinizi daha güvenceli hale getirebilmek için uzman bir avukattan yardım alarak adil bir tazminat talebi oluşturabilirsiniz.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Tablosu

Ölümlü trafik kazası tazminat hesaplaması, maalesef hayatını kaybeden kişinin geride kalan yakınlarının maddi ve manevi zararlarının tespitiyle yapılır. Tazminat miktarı, kişinin yaşına, gelirine, ailesine, bakmakla yükümlü olduğu kişilere ve diğer faktörlere göre farklılık gösterebilir. Bu tür hesaplamalarda hukukçular, tıbbi uzmanlar ve uzman avukatlar tarafından uzun ve detaylı bir süreç izlenir.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Tablosu: Kayıpları ve Hakları Değerlendirme

Trafik kazaları, hayatımızın en acı ve beklenmedik anlarında meydana gelebilen olaylardır. Özellikle ölümlü trafik kazaları, aileleri büyük bir acı ve kayıp ile karşı karşıya bırakabilir. Bu tür durumlarla başa çıkmak ve kayıpları telafi etmek için ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu, haklarınızı anlamak ve adil bir tazminat talebinde bulunmak adına önemli bir araç olabilir. İşte ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu hakkında bilgilendirici bir yazı:

Ölümlü Trafik Kazası Tazminatı Nedir?

Ölümlü trafik kazası tazminatı, trafik kazası sonucu hayatını kaybeden kişinin ailesine veya hak sahiplerine ödenen bir tazminat türüdür. Bu tazminat, kazadan doğan maddi ve manevi kayıpları telafi etmeyi amaçlar.

Tazminat Hesaplama Tablosu Faktörleri:

  • Yaş ve Meslek:Kazada hayatını kaybeden kişinin yaş ve mesleği, tazminat miktarını etkileyen faktörler arasındadır.
  • Kazanç Kaybı:Kazazedelerin aileleri, kazada hayatını kaybeden kişinin gelir kaybını hesaba katarak tazminat talebinde bulunabilir.
  • Destekten Yoksun Kalma Tazminatı:Kazada hayatını kaybeden kişinin ailesine destek olması gereken kişiler varsa, bu kişilerin yaşam boyu kaybedilen desteklerine yönelik tazminat talebi olabilir.
  • Maddi Zararlar:Cenaze masrafları, tıbbi tedavi masrafları gibi maddi zararlar da tazminat miktarını etkileyen faktörlerdir.
  • Manevi Zararlar:Kazada hayatını kaybeden kişinin ailesinin yaşadığı duygusal acı ve manevi kayıplar, tazminat talebini şekillendiren önemli faktörlerdendir.

Tazminat Hesaplama Tablosunun Önemi:

Tazminat hesaplama tablosu, ölümlü trafik kazası sonucu yaşanan kayıpları ve zararları belirlemek adına bir rehber olarak kullanılır. Bu tablo, ailelerin haklarını koruma ve adil bir tazminat talebinde bulunma sürecinde yol gösterici olabilir.

Hesaplama Tablosu ve Adil Tazminat Talebi:

  • Tazminat hesaplama tablosu, ailelerin kazadan kaynaklanan maddi ve manevi zararları daha net bir şekilde anlamalarına yardımcı olur.
  • Adil bir tazminat talebi oluşturmak için, tablodaki faktörleri değerlendirerek gerçekçi bir tazminat miktarı belirlemek önemlidir.
  • Hesaplama tablosu, hukuki danışmanınızla birlikte çalışarak tazminat talebinizin güçlendirilmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, ölümlü trafik kazası tazminat hesaplama tablosu, kayıplarınızı ve haklarınızı değerlendirirken size rehberlik edebilecek önemli bir araçtır. Bu tablo, ailelerin adil bir tazminat talebinde bulunmalarına yardımcı olabilir. Ancak unutmayın ki hukuki danışmanlık almak, tazminat sürecini daha etkili bir şekilde yönetmek ve haklarınızı korumak açısından önemlidir. Geleceğinizi daha güvenceli hale getirebilmek için uzman bir avukattan yardım alarak adil bir tazminat talebi oluşturabilirsiniz.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Alanlar Yorumları

Ölümlü trafik kazası sonucunda tazminat alan kişilerin yakınları, tazminat süreci ve sonuçları hakkında deneyimlerini paylaşabilirler. Ölümlü kaza durumlarında tazminat süreci genellikle karmaşık ve hassas olabilir. Bu nedenle tazminat alanlar veya yakınları, deneyimlerini paylaşarak diğer kişilere rehberlik edebilir ve benzer durumlarla karşılaşanlara destek olabilirler. Yorumlar, diğer kişilere yardımcı olmak ve bilgi sağlamak amacıyla çeşitli platformlarda paylaşılabilir.

Lütfen unutmayın ki tazminat süreci ve tazminat miktarları, ülkenin mevzuatına, kazanın şiddetine, tıbbi belgelere ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Dolayısıyla, her vaka için ayrıntılı bir değerlendirme ve uzman danışmanlık gereklidir. Tazminat talep etmek için mutlaka bir avukattan yardım almak önemlidir.

Öümlü Trafik Kazası Tazminat Alanların Deneyimleri: Adalet ve Telafi Arayışı

Trafik kazaları, yaşamımızı altüst edebilen trajik olaylar arasında yer almaktadır. Özellikle ölümlü trafik kazaları, acı verici kayıplarla beraber ailelerin hayatını derinden etkileyebilir. Bu zorlu süreçte, tazminat alma ve adalet arayışı önemli bir rol oynar. Ölümlü trafik kazası tazminat alanların deneyimleri, hem bu sürecin karmaşıklığını hem de hak arama çabalarını anlatır. İşte ölümlü trafik kazası tazminat alanların yorumlarından yola çıkarak oluşturulan yazı:

Adaletin Arayışı:

Ölümlü trafik kazası, aileler için yaşamın en acı anlarından birini temsil eder. Bu tür kazaların ardından, kaybın getirdiği duygusal yük ve maddi zorluklarla başa çıkmak zorunda kalan aileler, genellikle adaletin peşine düşer. Adalet arayışı, kazada yaşanan kaybın telafi edilmesi ve benzer olayların tekrar yaşanmasının engellenmesi amacını taşır.

Tazminat Alma Sürecinin Karmaşıklığı:

Trafik kazası sonucu yaşanan ölümlerde, tazminat alma süreci sıklıkla karmaşık ve duygusal olarak zorlu bir hal alabilir. Sigorta şirketleriyle iletişim, belge sağlama ve hukuki prosedürler, aileler için yorucu olabilir. Bu noktada uzman bir avukatın rehberliği, haklarını koruma ve adil bir tazminat talebi oluşturma açısından büyük önem taşır.

Deneyimler ve Yorumlar:

  • Adalet İsteği:Ölümlü trafik kazası sonrası tazminat almak, ailelerin yaşadığı acının bir nebze olsun hafiflemesini sağlar. Ancak tazminatın sadece maddi bir telafi değil, aynı zamanda adaletin yerine gelmesi anlamına geldiği düşünülür.
  • Hukuki Destek:Tazminat alma sürecinin karmaşıklığı ve duygusal zorluklar, hukuki destek almanın önemini vurgular. Uzman bir avukatın rehberliği, ailelerin haklarını savunmada büyük rol oynar.
  • Maddi ve Duygusal Telafi:Tazminat almak, ailelerin maddi kayıplarının ve destek eksikliklerinin telafi edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, yaşanan duygusal yükün biraz da olsa hafiflemesine katkı sağlar.

Hak Arama ve Geleceği Şekillendirme:

Ölümlü trafik kazası tazminat alanların deneyimleri, hak arama sürecinin önemini ve adaletin sağlanması gerekliliğini vurgular. Tazminat almak, ailelerin geleceğini daha güvenceli hale getirme ve benzer kazaların tekrar yaşanmasını engelleme yolunda önemli bir adımdır.

Sonuç olarak, ölümlü trafik kazası tazminat alanların deneyimleri, kayıpların telafisi ve adaletin sağlanması amacıyla atılan adımların ne kadar önemli olduğunu gösterir. Tazminat alma sürecinin karmaşıklığı ve duygusal yükü, uzman bir avukatın rehberliği ile daha etkili bir şekilde yönetebilirsiniz. Geleceğinizi daha güvenceli hale getirmek, haklarınızı savunmak ve adaleti sağlamak için adımlarınızı atarken, tazminat alanların deneyimlerinden ve yorumlarından ders alabilirsiniz.

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası ; Trafik kazası sonucu meydana gelen maddi ve manevi tazminat davası, trafik kazasında meydana gelen ölüm veya yaralanma gibi bedensel zararların tazmin edilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasından sorumlu olanlar aleyhine açılan davadır. en az bir motorlu taşıtın karıştığı kaza ve üçüncü şahıslara ait ev, araba, arazi gibi mala gelebilecek zararlar. Trafik kazası tazminatı uygulamada hem bedensel hem de maddi zararı ifade etmek için kullanılmaktadır.

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası ; Trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının haksız fiile sebebiyet vermesidir (İngiltere md.49). Trafik kazasının hukuken hukuka aykırı bir fiil olması; Zamanaşımı, mahkemenin yargı yetkisi, tazminat miktarı gibi birçok konuda sonuçları vardır. Yazımızda trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davaları tüm yönleriyle incelenmektedir.

Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?

Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açmadan önce dikkat edilmesi gereken en önemli husus davanın ne zaman başlayıp ne zaman bittiğidir. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiil işlendiği gün, tazminat için zamanaşımı işlemeye başlar. Trafik kazalarında, bütün haksız fiillere uygulanan iki zaman aşımından hangisi davacının lehine ise o zaman zamanaşımı uygulanır. Trafik kazalarından kaynaklanan tazminat zamanaşımı süreleri aşağıdaki gibidir:

Tazminat Davası Ana Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle hasarın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Mağdur, faili ve zararı sonradan öğrense dahi, her halükarda fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi vardır (KTK md.109). Örneğin 01.01.2017 tarihinde meydana gelen ölümlü bir trafik kazasında; Ölen kişinin yakınları ölüme neden olan fiilden haberdar olmalarına rağmen faili 01.09.2018 tarihinde öğrendiklerinde bu tarihten itibaren zamanaşımı başlayacak ve 01.09.2020 tarihinde sona erecektir. Yani 01.09.2020 tarihinden sonra ölümlü trafik kazası nedeniyle zarar gören veya ölen kişinin desteğinden yoksun kalanlar tazminat davası açamayacaklardır.

Ceza Zaman Aşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle suç işlenmişse ceza zaman aşımı süreleri de uygulanır (KTK 109/2). Trafik kazalarında yaralama varsa taksirle yaralama suçu; Ölüm varsa taksirle adam öldürme suçu oluşur. Trafik kazası sonucu ölüm veya yaralanma varsa, maddi ve manevi tazminat davası açma süresi, o suç için ceza kanununda öngörülen zamanaşımı süresi kadardır. Ceza hukukunda temel dava için zamanaşımı süresi geçmiş olsa dahi ceza davasının devam etmesi, yani ceza kanununda yer alan “uzun süreli zamanaşımı” yürürlüğe girmiş ise tazminat davası açılabilir.

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?

Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan kişi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişinin maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; ayrıca trafik kazası nedeniyle yaşadığı acı, keder ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.

Trafik kazası sonucu ciddi bir bedensel yaralanma meydana gelmişse, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocukları, nişanlısı) ancak “manevi tazminat davası” açabilir (UK md.56). Yargıtay uygulamasında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzvunu kaybetmesi veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin; göz kaybı, kol veya bacaklardan birinin kesilmesi vb. Bu gibi durumlar ciddi bedensel yaralanma olarak kabul edilir.

Ölümlü trafik kazalarında hayatta iken ölenden destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Merhum evli ise eşine ve çocuklarına nafaka, bekar ise anne ve babasına nafaka ettiği karine olarak kabul edilir. Yani bu kişilerin ölen kişinin desteğinden yararlandıklarını kanıtlamalarına gerek yoktur. Ölen kişinin nişanlısı, amcası, amcası vb. Trafik kazası nedeniyle tazminat (destek kaybı tazminatı) talep edebilmek için, bir yakınının ölen kişiden hayatta iken destek aldığını kanıtlaması gerekir..

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?

Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, haksız fiil sorumluları hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açılmaktadır. Ancak trafik kazalarında haksız fiili işleyenler dışında tazminat sorumluları da vardır. Trafik kazası sonucu ölüm, yaralanma veya mala zarar gelmesi hâlinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir:

  • Araç Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan araç sürücüsüne tazminat davası açılabilir (UK md.49).
  • Araç Sahibi: Araç sahibi (KTK md.3) kural olarak aracın operatörü olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle tazminattan sorumludur (KTK nr.2918 md.85/1). ).

Aracın İşleticisi: Trafik kazasına karışan aracın işleticisi de her türlü zarardan sorumlu olduğu için işleten hakkında maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (KTK nr. 2918 md.85/ 1). Trafik tescil kayıtlarında araç sahibi olarak görünen kişi aynı zamanda aracın operatörü olarak kabul edilir. Araç sahibi, araç üzerinde fiili kontrolünün bulunmadığını, aracı başkasının kullandığını veya araç üzerindeki ekonomik menfaatin başkasına ait olduğunu ispat edebilirse, ispat edebilirse sorumluluktan kurtulabilir. o operatör değil. Motorlu taşıt, bir teşebbüsün ünvanı veya ticaret unvanı altında veya bu teşebbüs tarafından düzenlenen biletle işletiliyorsa; Meydana gelen hasardan aracın operatörü sorumludur. Aracı başka bir kişinin kendi hesabına ve riski kendisine ait olarak kullandığı ve araçta fiili birikimi olduğu kanıtlanırsa bu kişi de işletici sayılır (HGK 2015/2890 kararı).

Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı (Trafik Sigortası) veya isteğe bağlı Mali Sorumluluk Sigortasını (Kasko Sigortası) yaptırmış olan sigorta şirketi tarafından yapılan ölüm, yaralanma veya diğer zararlardan sigorta şirketi sorumludur. poliçe kapsamı (KTK madde 91). ). Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Madde A-1’e göre, sigortacı, trafik kazası sırasında bir kişinin ölümü veya yaralanması veya bir şeyin zarar görmesi nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işleticinin hukuki sorumluluğundan sorumludur. Bu poliçede tanımlanan motorlu taşıtın çalışmasını limitlere kadar sağlar..

Trafik Kazası Tazminat Davası Yetkili Mahkeme

Ölümlü veya yaralanmalı bir trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme bulunmaktadır. Trafik kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:

Sanıklardan herhangi birinin ikametgahı mahkemesinde tüm sorumlular aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (HMK md.6). Örneğin İstanbul-Bakırköy’de meydana gelen bir trafik kazasında, kusurlu sürücünün ikametgahı İstanbul-Büyükçekmece ve araç sahibinin ikametgahı İstanbul-Şişli ise; Trafik kazası nedeniyle tazminat davası hem Bakırköy Adliyesi’nde hem de İstanbul-Çağlayan Adliyesi’nde açılabilir.

Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde tazminat davası açılabilir (HMK md.16/1).

Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları, yaralananın yani davacının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir (HMK md.16/1). Örneğin İstanbul-Bakırköy’de trafik kazası geçiren bir kişinin ikametgahı İstanbul-Kartal’da ise İstanbul Anadolu Adliyesi’nde tazminat davası açılabilir.

Trafik sigorta şirketi merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (HMK md.14/2).

Trafik Kazaları Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Ölümlü veya yaralanmalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına kural olarak asliye hukuk mahkemesi bakar (HMK md. 2/1). Örneğin İstanbul-Bakırköy’de yaralanmalı bir trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılacaksa davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekir.

Asliye Ticaret Mahkemesi, trafik sigortasını yaptıran şirket aleyhine açılacak tazminat davasından sorumlu olan Asliye Ticaret Mahkemesidir (6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md. 5/1). . Çünkü sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi ve işleticisi ile birlikte aracı sigortalayan sigorta şirketine dava açılması halinde; Tüm sorumlular hakkında Asliye Ticaret Mahkemesinde tazminat davası açılmalıdır.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?

Ölümcül trafik kazası tazminat davası, bir tür maddi ve manevi tazminat davasıdır. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (UK md.53):

Manevi tazminat: Ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlı) ölüm sonucu yaşadıkları acı, ıstırap ve ıstırap duygularından dolayı manevi tazminat talep edebilirler.

Merhumun her türlü cenaze masrafları,

Ölümün hemen gerçekleşmemesi halinde tedavi masrafları,

Destekten Yoksunluk Tazminatı: Trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlısı veya destekledikleri herhangi bir kişi) kaza nedeniyle nafaka yoksunluğu için tazminat talep edebilirler. Destekten yoksun bırakma tazminatı, ölen kişinin yaşam boyu desteğinden yoksun kalan kişiler tarafından açılan bir tür maddi tazminat davasıdır. Destekten yoksun kalanlar, muhtemel destek süresi içinde ölenden elde edecekleri maddi menfaatleri tazminat sorumlularından talep edebilirler..

Yaralamalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?

Yaralı trafik kazası tazminat davası, yaralanan kişinin tazminat sorumlularına karşı açtığı maddi ve manevi tazminat türüdür. Yaralanan kişinin yakınları herhangi bir maddi tazminat talep edemez. Ancak, yaralanan kişi ciddi bir bedensel yaralanma veya uzuv kaybı yaşadıysa; Yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talep edebilir.

Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (UK md.54):

Manevi Tazminat: Zarar gören kişinin manevi tazminat talep edebileceğine şüphe yoktur. Yaralının yakınları ancak ciddi bir bedensel yaralanma veya uzuv kaybı varsa manevi tazminat talep edebilir. Aksi halde yaralananların yakınları manevi tazminat talep edemezler.

Yaralının her türlü tedavi masrafları,

Yaralanan kişinin kazanç kaybı,

Çalışma gücünün azalması veya kaybolmasından kaynaklanan kayıplar,

Ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan kayıplar.

Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

Ölümlü veya yaralanmalı trafik kazaları nedeniyle verilen manevi tazminatın amacı, yaralanan kişide bir huzur duygusu yaratmaktır. Manevi tazminat davacı için bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Mahkeme manevi tazminata hükmederken olaydan dolayı hissedilen acı ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamalıdır. Mahkeme, manevi tazminatı belirlerken aşağıdaki hususları dikkate almalıdır:

  • Tarafların sosyal ve ekonomik durumu,
  • Olayın meydana gelme şekli,
  • Tarafların kusur durumu,
  • BK. md.4 uyarınca haklar ve müzakere kuralları.

Uygulamada manevi tazminatın miktarı mahkemelerce belirlenirken, davacıların daha çok mağdur olduğu görülmektedir. Trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat davalarında yerel mahkemeler mevcut emsal Yargıtay kararları ışığında karar vermelidir.

Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Maddi tazminatın nasıl hesaplanacağı sorusu daha somut verilerle cevaplanabilecek bir sorudur. Maddi tazminat miktarı, hasar ve kusur oranını doğrudan belirler.

Örnek vermek gerekirse (örneğimizde tazminat hesaplama yöntemini anlamak için temel ilkeler belirlenmiştir); Trafik kazası sonucu sakat kalan (yaralanan) kişinin sakatlık oranının %60 olduğunu varsayalım. Engellinin kusur oranı %20, yaşı 30, maaşı 3000 TL olsun. Genel anlamda bir hesaplama yapmak gerekirse, tazminat tutarı aşağıdaki esaslara göre belirlenecektir:

  • Özürlü 72 yaşına kadar işgücünde sayılır. Özürlü kişinin 65 yaşına kadar aktif çalışma süresi, 65-72 yaş arası pasif çalışma süresi hesaplanır. Somut örneğimizde engelli 30 yıl aktif, 7 yıl pasif çalışacaktır.
  • Engellinin iş gücü kaybı her ay için ayrı hesaplanmalıdır. Bu durumda 3000 TL maaş alan mağdurun maaşından %20 kusur oranı düşülmeli ve bulunan tutar %60 malullük oranı ile çarpılmalıdır. Somut örneğimizde; 3000 TL maaş – Mağdurun kusur oranına tekabül eden tutarın %20’si = 2400 TL x 60/100 = 1440 TL aylık işçilik ve gelir kaybı. Yıllık işçilik/gelir kaybı 17.280 TL olacaktır.
  • Bulunan yıllık emek/gelir kaybı 37 yıllık aktif ve pasif çalışma süresi ile çarpılır. Somut örneğimizde; yıllık iş gücü kaybı 17280 x 37 yıl = 639.360 TL maddi tazminat olacaktır.
  • İndirim yöntemi nedeniyle yaklaşık %25 oranında tazminat ödenmesi gerekmektedir.

Hemen belirtelim ki, tazminata neden olan olay da iş kazası ise ve bu nedenle malul olan kişi iş kazası geliri alıyorsa, hesaplanan tazminat tutarından gelirin nakit sermaye değeri düşülmektedir. Somut örneğimizde engelliye ödenen maaşın nakit sermaye değerinin yaklaşık 50.000 TL olduğu varsayılabilir.

 

Trafik Kazası Tazminat Davası Yargıtay Kararları

Trafik Kazası ve Tazminat Davası ( Karayolu Bağlantısı Olan Yolda )

Dava, destek kaybının tazmini, defin masrafları ve manevi tazminat ile ilgilidir. Karayolları Trafik Kanununun uygulanabilmesi için kazanın karayolu üzerinde olması şart değildir, ancak karayoluna bağlı ve karayolu olarak kabul edilen bir alanda meydana gelirse karayolu üzerinde olmuş gibi kabul edilir. Trafik kazasının meydana geldiği yerin (kazı alanı) karayolu ile bağlantısı olup olmadığı belirlenmeden kazanın karayolu üzerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Ancak 2918 sayılı KTK’nın 2. maddesi uyarınca eksik inceleme nedeniyle davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru olmazken, kaza mahallinin karayolu bağlantısının olup olmadığının ve kaza mahallinin karayolu bağlantısının olup olmadığının tespiti gerekir. trafik uzmanı huzurunda keşif yapılarak bu Kanun kapsamındadır. – Karar: 2017/950).

Trafik Kazası ve Tazminat Davası ( Karayolu Dışında Olması Halinde )

Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun bırakılma nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 2. maddesinde bu Kanunun karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kuralın biraz daha genişletilerek (a) ve (a) ve (b) aynı maddeden; Karayolu tanımında yer almamakla birlikte genel trafiğin kullanımına açık yerler “karayolu” olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda, karayolu dışında halka açık alanlar, parklar, bahçeler, otoparklar, garajlar, yolcu ve yük terminalleri, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için kullanılan yerler, erişim kontrollü otoyol üzerinde ve kamu kesimlerinde Ücreti ödenen karayolları ve belirli bölgelerde. Deniz, göl ve akarsularda kamu hizmeti veren araçların karayoluna bağlantıyı sağlayan, karayolu taşıtlarına ayrılan kısımlarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; Hal böyle olunca toplu trafiğin olduğu yerler ile karayolu bağlantısı olan yerlerin de bu kapsamda olduğu belirtildi.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre halkın kullandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda araç trafiğine kamu idaresi tarafından izin verilip verilmemesi önemli değil, fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine yol yüzeyinin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında hiçbir fark yoktur. Bu bakımdan köy, orman, dağ, bağlantı alanları ve yayla yolları da karayollarıdır.

Davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan traktör, tarlada devrildi ve aracın sürücüsü hayatını kaybetti. Davacılardan, Güllü’nün eşi ve diğer davacıların ölen babasının nafakadan yoksun olduğu gerekçesi ile nafaka eksikliği nedeniyle tazminat almaları istenmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi; Karayolları Trafik Kanununun uygulanabilmesi için kazanın karayolu üzerinde olması şart değildir, ancak karayoluna bağlı ve karayolu olarak kabul edilen bir alanda meydana gelirse karayolu üzerinde olmuş gibi kabul edilir. Davaya konu olan trafik kazasının yeri (sahası) karayolu ile bağlantılıdır. 2918 sayılı KTK’nın 2. maddesine göre karayolu bağlantısı olduğu için kazanın meydana geldiği yer otoyol sayılan yerler arasında yer almaktadır. Oluşan hasar garanti kapsamındadır. Bu durumda yazılı bir karar verilmesi doğru görülmezken, toplanan ve toplanacak deliller bir arada değerlendirilmeli, zararın teminat kapsamında olması dikkate alınarak sonuca göre karar verilmelidir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi KARAR NO:2019/4077).

Trafik Kazası Manevi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

2009 yılında meydana gelen yaralı trafik kazasında davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu kabul edilerek 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmedilmiştir (Yargıtay 17. HD – Karar: 2016/575).

Kaza anında kusursuz ve 19 yaşında olan, bacağı kesilerek %47 oranında maluliyete maruz kalan davacı mağdur lehine hükmedilen 80.000 TL manevi tazminat tutarı. trafik kazası sonucu, uygundur (Yargıtay HGK – 2013/201 kararı).

Yaralı trafik kazası nedeniyle maluliyet olmaması ve kaza sonucu oluşan yaralanmaların bir aylık iyileşme süresi dikkate alınarak anne için 10.000 TL ve baba için 10.000 TL olan manevi tazminat tutarı, yüksek (Yargıtay 17. HD Kararı: 2016/1139).

Ölümlü bir trafik kazasında vefat eden E’nin 25 yaşında olmasına ve araç sürücüsü kusurlu olmasına rağmen davacı babaya 15,000,00 TL, davacı anneye 15,000,00 TL, davacı anneye 9.000,00 TL’dir. davacı kardeş F., davacı kardeş Y. Yargıtay için 7,000,00 TL olarak belirlenen manevi tazminat tutarı oldukça düşüktür (Yargıtay 17. HD – Karar: 2015/10507).

Ölümlü trafik kazasında çocuğu ölen ve kendi çocuğu %25 kusurlu olan ebeveynler için ayrı ayrı 7.000 TL olarak belirlenen manevi tazminat tutarı oldukça düşüktür (Yargıtay 17. HD – Karar: 2015). /3324).

Trafik İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası

13.10.2005 tarihinde iş kazası olduğu iddia edilen trafik kazasının Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmediği anlaşıldı. Kurumun iş kazası sigortası branşından davacılara gelir tahsis edilebilmesi için, zarar veren olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti bir ön sorundur. Ayrıca belirtmek gerekir ki, böyle bir tespit mahkemelerin görevleri açısından da sonuçlar doğurmaktadır. Öte yandan iş kazasının tespitine ilişkin uyuşmazlık doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumunun hakkı ile ilgilidir ve Kurum bu tazminat davasında taraf değildir. Bu noktada yapılacak ilk şey; Davacıların 13.10.2005 tarihli zarar verici olayı Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmeleri ve bu bildirim sonucunda olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmemesi durumunda bu kez Sosyal Güvenlik Kurumu’nu etkileyecek ve hakkı işveren aleyhine “iş kazası tespiti” davası açmaya öncelik vererek, halinde, tebligat sonunda zarar verici olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmesi halinde, bu aşamaların sonunda davacılara iş kazası sigortası branşından gelir talep etmeleri için bu kez önceden ihbarda bulunulması, Söz konusu olayın bir iş kazası olduğu tereddütsüz ortaya çıkarsa, bu sefer dikkate alınacaktır. 03.10.2005 tarihli olayın girilmesi ve İş Kanunu’nun 77. maddesinde öngörülen şartlar da dikkate alınarak trafik-iş güvenliği uzmanları dahil iş güvenliği uzmanlarına incelenmek üzere sunulması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve yapılması bunun sonucuna göre bir karar; aksi halde; Yani olayın iş kazası olmadığının ortaya çıkması halinde dava B.K. 49. maddesinden doğan haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. Mahkeme olarak karar vermekten ibarettir (Yargıtay 21. HD – Karar: 2016/8703).

Trafik Kazası Tazminat Davasında Zamanaşımı

Davaya konu kaza 29.04.2010 tarihinde meydana geldi. Mahkemece, davanın tek taraflı kaza olduğu, davacıların kaza sırasında sürücü olarak vefat ettikleri, cezai bir durum bulunmadığı ve iki yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. bu davalı için zamanaşımı süresi dolmuştur. Buna göre, davacının desteğinin tam kusurundan kaynaklanan ve ölümüyle sonuçlanan trafik kazası, 179/2 Sayılı 5237 sayılı Kanun ile aynı zamandadır. trafik güvenliğini tehlikeye atan ve maddede düzenlenen; bu fiile ilişkin ceza davası, 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımına tabidir; 2918 sayılı KTK’nın 109/2 maddesi uyarınca bu süre devam eden maddi tazminat davası için de geçerlidir; Davanın olayın üzerinden sekiz yıldan daha az bir süre geçmiş olmasına karşın somut olayda zamanaşımının oluşmadığı açıktır (Yargıtay 17.HD – Karar: 2016/5493).

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde motorlu taşıt kazalarından kaynaklanan maddi zararların tazmini için kazanın meydana geldiği günden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. fark gözetilmeksizin) uygulanacaktır. Fiilin suç teşkil etmesi için yeterli olup, fail hakkında mahkûmiyetle sonuçlanan bir ceza davasının bulunması şart değildir (HGK – 2001/705 Kararı). Halbuki; Kanun Genel Kurulu’nun 2015/1495 sayılı kararında, tek taraflı kazalarda dahi zamanaşımının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 85/1 inci ve 5237 sayılı TCK’nın 85/1 inci maddelerine göre, “Kimin taksirle ölüme sebebiyet veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Buna göre 66/1-d maddesi uyarınca 15 yıl zamanaşımına tabidir. somut durumda; Davaya konu kaza 20.10.2010 tarihinde meydana geldi. Meydana gelen kaza nedeniyle davacıların nafakası kaza tarihinde vefat etmiştir. Buna göre dava açılması uzun bir zamanaşımına tabi olup, mahkeme kararı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 17. HD – Karar: 2016/375).

Trafik Kazası Tazminat Davası ve Ticari Faiz

Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen bedensel zararın (SGK sorumluluğu dışındaki iş göremezlik ve tedavi masrafları) tazminine ilişkindir. Tazminata hükmedilen davalı, kazada %100 kusurlu bulunan ticari kamyonun ZMSS firmasıdır. Davacı avukatı dava dilekçesinde tazminatın davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalının (zarar veren) aracı ticari tır olduğu için hukuki faizin yazılı olarak karara bağlanması hukuka aykırı olup, ticari avans faizinin istenildiği şekilde karara bağlanması gerekmektedir (Yargıtay 17. HD – Karar: 2016/2661).

Trafik Kazası Tazminat Davasında Kusurun Yansıtılmaması

Davacıların ölenin tek mirasçısı olarak değil, destekten yoksun bırakılan üçüncü kişi olarak dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılardan doğan destek kaybının oluşmasındaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; bu nedenle, aracın sürücüsünün veya işleticisinin kusurlu olması, destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyecektir; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca, aracın zorunlu sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, işleticinin üçüncü kişilere verdiği zararları ve Operatör veya sürücü kusurlu ise, davacılar destekten mahrum kalır. Zarara uğrayan üçüncü kişi konumunda olduğundan davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar verilmesi gerekir. (HGK – 2011/411 kararı, HGK – 2012/92 kararı, HGK 2013/74 kararı) Somut olayda davacıların, ölen kişinin %100’ü kendi kusuru ile olduğu araçta vefat ettiği anlaşılmaktadır. Davacılar yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve HGK kararları doğrultusunda üçüncü kişi konumunda olduğundan mahkemenin herhangi bir indirim yapmadan davanın kabulüne karar vermesi gerekir (Yargıtay 17. HD – Karar: 2016/2637)..

Trafik Kazası Tazminat Davasında İşleten ve Araç Sahibinin Sorumluluğu

Trafik sicilinde malik olarak görünen kişinin, aracın operatörü olduğu kabul edilir. Bunun nedeni, trafik kazasının sorumlusunu kolayca tespit etmek ve hasarın bir an önce giderilmesini sağlamaktır. Sicilde malik olarak görünen kişinin her zaman aracın operatörü olmayabileceği unutulmamalıdır. Bu durumda araç sahibi, araç üzerinde fiili kontrolünün bulunmadığını, aracı başkasının kullandığını veya araç üzerindeki ekonomik menfaatin başkasına ait olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir, ve işletmeci sıfatına sahip olmadığı (Hukuk Genel Kurulu – 2013/379 kararı).

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Manevi Tazminatın Ayrı Ayrı Belirlenmesi

Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun bırakma, maluliyet tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosyanın kapsamına göre, davacının gözaltına alındığı … oğlu Mahmut aynı kazada hayatını kaybetmiş ve … yaralanmıştır. Dilekçe ile davacı anneden oğlunun ölümü nedeniyle 50.000,00 TL ve kızının yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat talep edildi. Mahkeme, oğlunun ölümü ve kızının yaralanması nedeniyle davacı anneye 15.000.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkemede, davacı annenin oğlunun ölümü ve kızının yaralanması nedeniyle kısmi tazminatsız yazılı karar verilmesi doğru bulunmazken, yarı yarıya manevi tazminata hükmedilmesi gerekirdi.

Kabule göre; Manevi tazminat bir zenginleştirme aracı olmamakla birlikte, bu talebe ilişkin hüküm yapılırken, olayın yol açtığı acı ve ıstırabın kısmen giderilmesi amaçlanmalı ve bu nedenle sosyal ve ekonomik koşullar da dikkate alınmalıdır. Tarafların ve olayın meydana gelme şeklinin B.K.’nin özel durumları dikkate alınarak, hak ve olumsuzluk kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerekir. Zira 4. maddede kanunun takdir yetkisi verdiği hallerde hâkimin hak ve hakka göre karar vereceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, kaza tarihi, kusur durumu, davacı annenin oğlu ile kızının aynı kazada yaralanması ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminatın takdir edildiği görülmüştür. davacı anne düşüktü ve manevi tazminat miktarı biraz artırıldı. Adil bir manevi tazminat ödenmesi için kararın bozulması gerekiyordu (17. Yargıtay Hukuk Dairesi – Karar: 2017/1192))

Tazminat Davasının Konusu Olayın Trafik Kazası Olarak Kabul Edilmemesi

Olayın trafik kazası veya iş kazası olarak nitelendirilemeyeceği için mahkeme davanın reddine karar vermiş; Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, destek kaybının tazmini, defin masrafları ve manevi tazminat ile ilgilidir.

Karayolları Trafik Kanununun uygulanabilmesi için kazanın karayolu üzerinde olması şart değildir, ancak karayoluna bağlı ve karayolu olarak kabul edilen bir alanda meydana gelirse karayolu üzerinde olmuş gibi kabul edilir. Trafik kazasının meydana geldiği yerin (kazı alanı) karayolu ile bağlantısı olup olmadığı belirlenmeden kazanın karayolu üzerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildi. Ancak 2918 sayılı KTK’nın 2. maddesi uyarınca eksik inceleme nedeniyle davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru olmazken, kaza mahallinin karayolu bağlantısının olup olmadığının ve kaza mahallinin karayolu bağlantısının olup olmadığının tespiti gerekir. trafik uzmanı huzurunda keşif yapılarak bu Kanun kapsamındadır. – Karar: 2017/950).

Sigarta Şirketine Karşı Açılan Trafik Kazası Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Dava, davacı ile sözleşme ilişkisi bulunmayan zorunlu sorumluluk sigortası şirketine yöneltilmiştir. Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483/I. Aynı kanunun 4/I-a maddesinde, diğer kanunların hükümleri saklı kalmak kaydıyla, sigortacıların kendi faaliyet alanları kapsamında zorunlu sigorta yaptırmaktan kaçınamayacakları belirtilmektedir. Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı yetkisinin ticari dava ve çekişmesiz ticari nitelikteki yargı yeri sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Yine 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde; Ticari olmayan veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya nam ve hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasındaki eser, ulaşım, aracılık, sigorta, vekaletname, bankacılık ve benzeri sözleşmeler dahil onlardan. Anılan kanunun 73. maddesinde, tüketici işlemlerine ilişkin davalara ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara tüketici mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmektedir.

Somut olayda, davacı ile davalı trafik sigorta şirketi arasında sigorta sözleşmesi yapılmamış olup, 6502 sayılı Kanun kapsamında taraflar arasında herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; Kazaya neden olan aracın zorunlu sorumluluk sigortasına karşı dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın yazılı olarak hüküm kurulması doğru görülmemektedir, zorunlu sorumluluk sigortası poliçesi T.C. 6102 sayılı dava, ticari dava niteliğinde olup, yetkili mahkeme Ticaret Mahkemesi’dir. – Karar: 2017/939).

İşletenin veya Araç Sahibinin Trafik Kazası Tazminatı Nedeniyle Sorumluluk Şartları

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

2918 sayılı hükümlere göre trafik kaydı “işletmeciyi” açıkça gösteren bir karine olmasa da onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir delildir. Ancak trafik kaydı olmasına rağmen işletmecinin üçüncü şahıslar üzerinde olmasını engelleyen herhangi bir yasal hüküm bulunmamaktadır. “İşletici: Mülkiyetin korunması şartıyla satışta alıcı olarak aracın sahibi olan veya sicile kayıtlı olan veya uzun süreli kiralama gibi durumlarda kiracıyı, krediyi veya rehini alan kişiyi, kredi veya rehin. Ancak, aracı başka bir kişinin kendi hesabına ve riski kendisine ait olmak üzere kullandığı ve araç üzerinde fiilen tasarrufta bulunduğu ilgili kişi tarafından ispat edilirse, bu kişi işletici olarak kabul edilir. olarak tanımlanır. 85 inci maddede, “Motorlu taşıtın işletilmesi bir kişinin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarar görmesine neden olursa, motorlu taşıt bir teşebbüsün adı veya adı altında veya bu teşebbüs tarafından düzenlenen bir bilet ile işletiliyorsa, motorlu taşıtın işleticisi, motorlu taşıt ve bağlı olduğu işletmenin sahibidir. doğacak zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır. hüküm yer almaktadır. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların sebep olduğu zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş olsa da, aracın herhangi bir nedenle sahipleri tarafından kullanılmak üzere başka bir kişiye devredilmesi halinde, (kısa süreli olarak kiralanmamak kaydıyla) üzerinde fiili hakimiyeti kalmamıştır ve bu nedenledir. Ekonomik yönden yararlanma imkanının bulunmadığı durumlarda, kaza anında o aracın fiili kontrolünü elinde bulunduran ve bundan ekonomik olarak yararlanan kişi, işletmeci olarak meydana gelen zarardan sorumlu tutulmalıdır. Sonuç olarak araç sahibi sorumlu tutulmamalıdır. Hem doktrinde hem de Yargıtay’ın uygulamalarında, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, kiracının işletici sıfatının belirlenmesinde araç üzerindeki fiili kontrol ve ekonomik fayda unsurlarının bir arada bulunması gerekmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi – Karar: 2017/820).

Ölümlü veya Yaralanmalı Trafik Kazasında Mağdurun Kusuru ve Tazminattan İndirim

Dava, trafik kazası sonucu destekten yoksun bırakma ve cenaze masraflarının talep edilmesi hakkındadır. Kaza tutanağında yolcuların emniyet kemeri takıp takmadığı belirlenemezken, olay yeri inceleme raporuna göre yerde biri çocuk olmak üzere 4 erkek, araçta şoför ve kadın yolcunun bulunduğu tespit edildi. araç hastaneye kaldırılırken, kadın yolcu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, sürücünün aracın hızı yol, hava ve trafik durumu belirlendi. Mahkemece istenen şartlara göre ayar kuralını ihlal ettiği, ayıp bilirkişi raporuna göre kapalı kasa minibüsün sürücü dahil 5 kişi olduğu, araçta ise 6 kişinin bulunduğu, kural olarak tespit edildi. sürücünün hızının yol, hava ve trafik koşullarının gerektirdiği koşullara göre ayarlanması ve taşıma sınırının üzerinde yolcu alınmasının yasaklanması. Ölen kişinin araçta yolcu olma kuralını ihlal ettiği tespit edilirken, mahkeme gerekçesinde ölen kişinin araçta yolcu olması nedeniyle kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı belirtildi.

Davalı temyiz dilekçesinde, yolcuların emniyet kemerlerini takmamaları ve araca doluluk sınırını aşacak şekilde binmeleri nedeniyle kusurlu olduklarını ileri sürdü. 818, soruşturma dosyasındaki maddi olgular dikkate alınarak, yandaşların araca yük sınırının ötesinde girip girmediği ve emniyet kemeri takıp takmadığı, kaza sırasında meydana gelebilecek hasarın artmasını engelleyecek bir güvenlik önlemi olarak değerlendirildi. ölüm sebebi ve eğer giymemişlerse bu durumun taksirli kusur teşkil edip etmeyeceği. 44. madde uyarınca, tazminattan makul bir indirimin gerekip gerekmediğini tartışmak ve sonuca göre karar vermek gerekirken, mahkeme bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmadan eksik inceleme ile yazılı bir karar vermiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi). Daire – Karar: 2017/515).)

Trafik Kazası Tazminat Davasında Manevi Tazminat Miktarı

Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun bırakma ve manevi tazminat hakkındadır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek, davacı eş ve çocuğu Berat’ın her biri için 5.000 TL’den, diğer davacı çocukların her biri için 000,00 TL olmak üzere toplam 16.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Davacının eşi ve çocukları, davaya konu trafik kazasında, kazada kusurlu olmayan eş ve babalarını kaybetmişlerdir. Borçlar Kanunu (md. 56) hükmüne göre, hâkimin özel durumlar dikkate alınarak manevi tazminat adına hak sahibine verilmesine karar vereceği para miktarının, kanuna uygun olması gerekir. adalet. Tazminatın amacı mağdurda bir huzur duygusu yaratmaktır. Somut olayda, desteğin ölümünün yanı sıra, tarafların ayıp oranı, ekonomik ve sosyal durumu ile hissedilen acı gibi sebepler de dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı yeterli değildir. acı ve sıkıntıyı hafifletebilecek bir seviye. Tazmin edilen manevi tazminat miktarı davacılar için biraz daha azdı ve kararın daha yüksek bir manevi tazminat için bozulması gerekiyordu (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi – Karar: 2017/189 ).

Trafik Kazası Tazminatı ve Müstakbel Zarar Kavramı

Taraflar arasında meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları sonunda;

Beden bütünlüğü ihlal edilen kişinin ekonomik geleceğinin bozulmasından kaynaklanan zararlar BK m. 46/I’de “ekonomiden mahrumiyetten kaynaklanan kayıplar” olarak ifade edilmektedir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, bu ihlal nedeniyle vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin ekonomik geleceği sarsılabilir. Bu tür zararlar, iş gücünün tamamen veya kısmen kaybından kaynaklanan zararlar dışında, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan zararlardır. İktisadi geleceğin sarsılması nedeniyle oluşan hasarlar geleceğe yönelik zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde herhangi bir azalma olmasa dahi meydana gelir. Beden bütünlüğü ihlal edilen kişi, işgücü piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini sürdürmekte güçlük çeker, çalışma gücünde azalma olmasa veya aynı işte çalışıyor olsa bile daha fazla çaba sarf etmek zorundadır. Hatta bu kişiler, ihlal sonucunda işlerinden tamamen ihraç edilebilirler. Bizim olgumuzda olduğu gibi, mağdur genç bir kız ise, evlenme şansının kaybedilmesi veya önemli bir değişiklik nedeniyle vücudunun kaybedilmesi gibi durumlarda da yaralanan kişinin ekonomik geleceğinin sarsıldığı belirtilmektedir. vücut şeklinde veya mesleğinde terfi etmesini engelliyor.

Beden bütünlüğünün ihlali nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılması, özellikle mesleği gereği toplumla sürekli iç içe olan insanlar için önemlidir. Örneğin, vücut bütünlüğü ihlal edilmiş bir kadın sinema sanatçısının, halkla ilişkiler departmanında çalışan bir kişinin veya sağlık alanında çalışan bir doktor veya hemşirenin yüzünde kalıcı bir yara izi olması iş gücü kaybına yol açmayabilir ancak bu kişilerin iş bulmasını imkansız hale getirebilir, zorlaştırabilir veya kariyer olarak yükselmelerini engelleyebilir. Bu gibi durumlarda, zarar gören ekonomik gelecek sarsılacak ve zarar görecektir.

Somut olayda, davacı vekili, kaza sonucu davacının yüzünde sabit bir iz kalması nedeniyle ekonomik geleceğin şoku nedeniyle 20.00.00 TL maddi tazminat talep etti. 42/2 Maddesi uyarınca, uğranılan maddi zararın kapsamının ve parasal değerinin mahkemece takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle, ileride uğrayacağı gelir kaybı için 10.000,00,00 TL tazminata hükmedilmiştir.

Davacının mesleğe kabul edildikten sonra yüzündeki izlerin, yüzündeki izlerin, yüzündeki izlerin sabit nitelikte olduğu dosyadaki fotoğraflardan anlaşılması bakımından, sosyal insanlarla sürekli iletişim gerektirdiğinden, davacının yüzündeki izler Sosyal Hizmetler Dairesi öğrencisiydi. Davacının yüzündeki kalıcı iz nedeniyle ekonomik geleceğe verdiği zararın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekirken, meslekte yükselmeye etkilerinin bir kariyer olarak değil, gerekli araştırmaların yapılarak değerlendirilmesi gerekir. (Karar:2017/4410).

Trafik Kazası Tazminatında Sigorta Şirketinin Ödemesi Nasıl Mahsup Edilir?

Mahkemeye göre, iddia, savunma ve toplanan deliller; Davanın kısmen kabulü ile davalıdan 06.11.2013 tarihi itibarıyla tahakkuk edecek kanuni faizi ile birlikte 4.972,29 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmiş ve fazla talep reddedilmiş; Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, bir trafik kazasından kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik için tazminat talebine ilişkindir.

Mahkeme, davalı ZMSS sigorta şirketinin dava öncesi davacılara ödediği tazminat tutarının güncellenerek poliçe limitinden düşülmesine karar verdi. Mahkeme, ödenen tutarın (52.589,85 TL) kaza tarihindeki poliçe limitinden (60.000 TL) düşülerek kalan poliçe limitinin (7.410,15 TL) belirlenmesine, ödenen tutarın yasal faiz güncellemesi yapılmadan belirlenmesine karar verdi. Davacıların davadan önce ancak eksik inceleme ile karar vermeleri. doğru değildi (17. Hukuk Dairesi – Karar: 2017/947).

Ölümlü Trafik Kazası Tazminatı İşleten Tarafından Sigorta Şirketinden İstenemez

Dava, (tek taraflı) bir trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun bırakma tazminatı talebine ilişkindir.

Davanın kabulü davacı çocuklar açısından doğru olmakla birlikte, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigorta Kapsamı” başlıklı A-1. “Sigortacı, 6698 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işleticinin yasal sorumluluğunu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir” maddesinde, taşıt işleticisi (sigortalı) olan davacı A’nın bu yükümlülüğü yerine getiremeyeceği göz ardı edilmiştir. davalı sigorta şirketinden üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluğunu teminat altına alan tazminat talep etmesi ve bu davacı tarafından davanın kabulüne ilişkin yazılı bir hüküm tesis edilmesi iptali gerektirmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi – Karar: 2017/8640).

Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Maluliyet Oranın Tespit Usulü

Özürlülük oranına ilişkin itiraz itirazlarının incelenmesine ilişkin dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacının maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin tüzük hükümlerine göre Adli Tıp Uzmanı doktordan alınan rapora göre mahkeme, davacının %8,6 oranında daimi maluliyet oranına sahip olduğunu kabul ederek aktüeryal hesap açılmıştır. . Ancak karara esas raporun kaza tarihi 25.01.2009 tarihinde yürürlükte olan “İş Gücü ve Kârlılık Kayıp Oranının Tespiti Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre hazırlanmadığından, yargıya dayandırmak mümkün değildir.

Bu durumda, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı veya en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan “Mesleğin İş Gücü ve Kârlılık Kayıp Oranının Tespiti Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre, davacının önceki maluliyeti, mevcut maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağının varlığı mahkemece tespit edilir. Kalıcı iş gücü kaybının tespiti açısından rapor alındıktan sonra bu malullük oranı üzerinden aktüeryal hesaplama yapılarak sonuca göre hüküm verilmeli, yazılı olarak eksik inceleme ile hüküm verilirken iptali gerekir.).

Ölümlü Tek Taraflı Trafik Kazasında Araç Sürücüsünün Yakınları Tazminat İsteyemez

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Kanununun 92 nci maddesinin (a) ve (c) bentleri Karayolları Motorlu Araçlar Genel Şartları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası A.1. madde, A.3. makale, A.5. Maddenin (ç) bendi, yine A.6. Maddenin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde, bir motorlu taşıtın işletilmesi sırasındaki destek kaybının zorunlu sorumluluk sigortası kapsamına alınabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerektiği söylenebilir.

  1. a) Talep edilen destek tazminatının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde, içeriği Genel Şartlarda belirlenen tazminatlara ilişkin olması gerekir. Sigortalının hukuki sorumluluğunun bulunmadığı veya sigortalının sorumluluk riski altında olmadığı taleplerden sorumlu değildir.
  2. b) Motorlu aracın çalışması nedeniyle ölen kişi üçüncü bir kişi olmalıdır. Sigortacı, işletici ve işleticinin sorumlu olduğu kişiler dışında üçüncü bir kişinin vefatı sonucu meydana gelen destek zararlarından sorumludur. Sonuç olarak, sigorta ettiren, destekten yoksun kalanların kaybından sorumlu olmayacaktır, çünkü ölen kişi, sözleşmeye taraf olan işleticinin (sigortalı) ölümü halinde üçüncü kişi sayılmayacaktır.
  3. c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olan ancak destek kişinin kusuru ile örtüşen destek tazminatı taleplerinden sigortacı sorumlu değildir. Başka bir deyişle, sigortacı, desteğin kendi kusurundan kaynaklanan herhangi bir destek zararından sorumlu değildir.

Somut olayda davacılar, sürücü E.K.’nin plakalı araçla tek taraflı trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıklarını ileri sürmüşlerdir. Trafik kazası 05.07.2015 tarihinde, sürücü E.K.’nin idare ve idaresi altındayken, dosyadaki 11.03.2016 tarihli arıza raporuna göre %100 sürücünün kusuru sonucu meydana gelmiştir.

Aracın kaza tarihi itibari ile zorunlu sorumluluk sigortası yaptırmamış olması nedeniyle, Güvence Hesabı, işleticinin kaza tarihindeki zorunlu sorumluluk sigortası limitleri dahilinde üçüncü şahıslara karşı sorumluluğunu karşılayacaktır, Sigorta Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca. Teminat hesabının sorumluluk kapsamı, 01.06.2015 tarihinden önce yani trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir.

Motorlu Kara Taşıtları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasının Genel Şartları A.3. Madde ve A.5. Maddenin (ç) bendine göre sadece üçüncü kişinin ölümü nedeniyle nafaka kayıpları nafaka yoksunluğu (ölüm) kapsamına girer. Sonuç olarak, sigortacının veya teminat hesabının destek zararlarından sorumlu olabilmesi için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Operatörün eylemlerinden sorumlu olduğu E.K sürücüsünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Yine, A.6. genel şartlardandır. Maddenin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olan ancak destek verenin kusuru ile örtüşen nafaka tazminat talepleri, sigortalıya düşen nafaka Sigorta kapsamı dışında bırakıldığı için %100 kusurla kendi ölümüne sebep olan sürücü E.K’nin tam kusuru tazminat sigorta kapsamına girmez. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Trafik Kanunu’nda, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan nafaka tazminat talepleri ile hak sahibi zarar görenlerin nafaka tazminatı alacaklarına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olan ancak destek verenin kusuruna denk gelen destekler sigorta kapsamına girer. Davacıların teminat hesabından destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından, talep teminat türleri arasında olmadığı için davanın yazılı olarak kabulüne ilişkin bir hüküm tesis edilmesi doğru görülmemekte, davanın ise reddedilebilir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi – Karar: 2017/6035).

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top